Muhabir:Cansın Özyıldırım

“Eğitimde sosyal adaleti sağlamak için her bireyin eğitime ulaşması ve eşit derecede yararlanabilmesi önemlidir” diyen Eğitim Sen Şube Başkanı Kadir Öztürk bu nedenle ekonomik gelir dengesizliklerini, siyasal ya da toplumsal alandaki yanlış uygulamalar nedeniyle göç etmek zorunda kalan insanları, ırkçılığa, cinsiyetçiliğe, homofobiye, sınıf algıları olanları ve bunların eğitime yansımalarını irdelemek gerektiğini vurguladı. Eğitimin bireye olan yararının yanı sıra ekonomik ve politik nedenlerle topluma yararının da olduğunu, bu yüzden hem bireyin hem de toplumun yararının olması gerektiğini savunmak gerektiğini belirtti.


Her bir öğrencinin bireysel farklılığı bulunduğundan eğitimsel gereksinmeleri de farklılık gösterebileceğini belirten Öztürk, bu anlamıyla eğitimde sosyal adalet kavramını, öğrencilere yaratıcı gücünü özgürce geliştirebilmesi için olanak sunulması şeklinde yorumladı. Eğitim hizmeti sunumunun özgürleştirici boyutunu savunması olduğunun vurgulayan Öztürk “Eğitim sadece bireyleri üst öğrenim kurumlarına geçirme, bir meslek edindirme ve gelir artışı sağlama gibi yaratması muhtemel refah artışı ile ifade edilemeyecek kadar önemlidir” ifadesinin altını çizdi.

“Eğitimde sosyal adalet kavramı literatürde dağıtıcı, taşıyıcı ve katılımcı olarak üç boyutta ele alınıyor”
Eğitimde sosyal adalet kavramının literatürde 3 boyutta ele alındığını belirten Kadir Öztürk, dağıtıcı, taşıyıcı ve katılımcı adalet kavramlarının önemini vurguladı.

Eğitimde sosyal adaletin sağlanabilmesi için öncelikle yasalarda eğitim politikalarının sosyal adaleti ve eşitliği ne kadar içerdiğine bakmak gerektiğini ifade eden Öztürk, insanların yasal olarak da tanımlanmış eğitim haklarından yararlanabilmeleri ve eğitim politikalarının amacına ulaşabilmesi için devletin eğitime ayırdığı bütçeye bakmak gerektiğini aynı zamanda artan öğrenci sayısına karşın genel bütçeden eğitime ayrılan payın artırılmamasının, kamusal eğitimin niteliğini düşüren en önemli olgulardan olduğunu vurguladı.

Kaynak: GÜNCEL ANTALYA