Eski Antalya Rölöve ve Anıtlar Bölge Müdürü Cemil Karabayram, Manavgat'taki bir mobilya dekorasyon firmasının merkezi ile ilçede başka bir adreste bulunan deposunda çok sayıda tarihi eser bulunduğu ihbarı üzerine adrese gidip inceleme yaptı. Karabayram, iş yerinde bulunan Roma dönemine ait 1500 yıllık sütun başlıkları ve özel işlenmiş taşlar, Akseki bölgesindeki tarihi evlerden yağmalandığı değerlendirilen çok sayıda Osmanlı ve Selçuklu dönemlerine ait evlere ait kapı, pencere, dolap, kilim gibi tarihi niteliği bulunan malzemeleri görüntüledi.

“MÜŞTERİ GİBİ İÇERİ GİRDİM”
Akseki, Ormana, İbradı ve Sarıhacılar bölgelerinde, sahipleri başka şehirde yaşayan tarihi evlerden yağmalandığı değerlendirilen tarihi eserlerin satışının yapıldığı iş yerinin önünde yaptığı açıklamayı sosyal medya hesabında paylaşan Cemil Karabayram, “Sevgili Antalyalılar, şu anda ben Antalya- Manavgat yol güzergahında bir iş yerini ziyaret ettim. Tarafıma bir ihbar ulaştı. Bu ihbarda Akseki bölgesinden, İbradı'dan, Ormana'dan, Sarıhacılar'dan tarihi yapıların bağrından koparılan kapıların, pencerelerin, iç malzemelerin ticarete dökülüp satıldığı bir noktadayım. İçeriyi bir müşteri gibi ziyaret ettim. Bunu yapanları ilk önce affetmenin mümkün olmadığını, tabi kendilerine söylemedim. Güler yüzle dolaştım ama içim kan ağladı. Tarihin böylesi yok edildiği, bölgemizde böylesi tarihi eserlerin yağmalandığı, tarihi yapıları yıkıp, bunları satanları, ticarete çevirenleri şiddetle kınıyorum" dedi.

'BU UTANMAZLARDAN HESAP SORUN'
Özellikle bir konuyu belirtmek istediğini söyleyen Karabayram, “Tarih hepimizin, bu tarihin emanetleri bizim. Bunların içerisi küçük objelerden, kendine menfaat temin etmek isteyen, ticaret amaçlı kullanmak isteyenleri başta Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı, Antalya Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulumuza buradan sesleniyorum, gereğini yapın. Sayın Antalya valimiz Hulusi Şahin Bey, saygıdeğer müze müdürleri, özellikle Side müze müdürümüzü göreve davet ediyorum. Akseki'den, İbradı'dan, Ormana'dan, Sarıhacılar'dan çalınan tarihi yapılar içerisinden ticaret amaçlı çıkarılan tescilli kültür varlıklarımızı hiçe sayan bu utanmazlardan hesap sorun ve bunları yargıya teslim edin. Birçok görsel videoyu da ilgili makamlara ileteceğim. Bunu bir ihbar kabul edin. Antalya'nın tarihi, Türkiye'nin tarihidir. Bu tarih ilelebet yaşatılmalıdır. Osmanlının izlerini taşıyan bu güzelim objeleri geleceğe taşımak, bizlerin en önemli görevidir. İnşallah ilgili kurumlar gereğini yapar" diye konuştu.

ESERLERE EL KONULDU
Cemil Karabayram'ın ihbarı sonrasında yapılan operasyonla tüm tarihi eserlere el konulurken, iş yeri yetkilileri hakkında soruşturma başlatıldı. Side Arkeoloji Müzesi'ne götürülen eserler arasında çok sayıda tarihi eve ait kapı, pencere, dolap ve diğer iç malzemelerin yanı sıra, 15'inci yüzyıla kadar dayanan ve sedir ağacından oyma yapılmış külahlı ocak başlığı olduğu görüldü. Çok sayıda 300-400 yıllık kök boyalı dolapların yanı sıra, duvarlarda o dönemlere ait çok nitelikli kilimler asılı iş yerinde, Roma dönemine ait 1500 yıllık olduğu belirtilen sütun başlıkları da bulundu.
İŞ YERİ SAHİBİ SUÇLAMALARI REDDETTİ
Olayla ilgili soruşturma başlatılırken, iş yeri sahibi Osman Kaplan, hakkındaki suçlamaları reddetti. Kaplan, "Bundan yaklaşık 2-3 gün önce bir müşterimiz dükkânımıza geldi. Müşterimiz, antika ve eskitme tarzı ürünlere bakarken video çekmeye başladı. Bana, "Ben restorasyoncuyum, seninle ticaret yapmak istiyorum" dedi. Bazı ürünlerin resimlerini çekerken nereden geldiğini, nasıl alındığını ve fiyatlarını sormaya başladı. Bazı ürünler Akseki’de mal sahipleri tarafından eskiden sökülmüş düğmelerin bir parçasıydı. Bunun yanında mezatlardan aldığımız Niğde’den gelen dolaplar, eski kapılar ve 50-80 yıllık küçük objeler bulunuyordu. Bunları merakım nedeniyle sürekli alıp satıyorum, ancak müşterimiz restorasyon işi yaptığını ve bazı parçaları restorasyonda kullandığını söylediği için özellikle bunlarla ilgileniyordu" dedi.
“TAŞLARI TESLİM ETTİK”
Dışarıda, personellerinin bulduğu ve 6 yıl öncesine dayanan bir taş olduğunu belirten Kaplan, "Müşteri bu taş için de "Bunu bana satar mısın? Kaç para istersin?" diye sordu. Ben, taşın satılık olmadığını, buradaki dükkânın maskotu olduğunu ve sürekli burada durduğunu, gelen-giden herkesin fotoğraf çektiğini belirttim. Bunların dışında, bir kısmı Sorgun’dan ve koruma altında olan taşlar da buradaydı bu taşlar yapılan inşaatlardan emanete bırakılmış ve tekrar asıl sahiplerine teslim edilecekti. Ancak bu vatandaş hakkımda suç duyurusunda bulundu. Müze ve jandarma ekipleri gelerek tarihi taşları inceledi ve biz de gerekli ifademizi vererek taşları müze ekiplerine teslim ettik" şeklinde konuştu.
İşletmedeki dolaplar ve restorasyonda kullandıkları malzemelerin her gün burada bulunduğunu belirten Kaplan, "İşim zaten restorasyon işi, buna rağmen hakkımda haksız suçlamalar, iftiralar ve özel hayatın gizliliğini ihlal eden paylaşımlar yapıldı. Biz de bu kişi ve yorum yapanlar hakkında gerekli suç duyurularında bulunduk. Şu an işletmemizde tarihi eser niteliği taşıyan herhangi bir ürün yok. Bahçemizdeki taşın eski bir tarihi eser olduğu iddiası vardı, ancak biz bunu müze yetkililerine teslim ettik. Kimse bu şekilde bizi karalayamaz. Biz ekmeğimizin peşindeyiz ve hakkımızı sonuna kadar arayacağız" ifadeleri kullandı.




