Antalya’nın yükselen yerleşim alanlarından Kepez, tarihi geçmişi ve kültürel zenginliğiyle dikkat çekiyor. En eski yerleşim yeri olarak kabul edilen antik çağa ev sahipliği yapan Kepez, Cumhuriyet’e uzanan köklü geçmişiyle modern yaşam olanaklarıyla öne çıkıyor. Eğitim, sağlık ve sosyal hizmetler alanında önemli yatırımlara ev sahipliği yapan Kepez, bölge halkına geniş imkânlar sunuyor. Doğal dokusunu koruyan Kepez Kordonu ve halk plajları ise hem yerli hem de şehir dışından gelen ziyaretçilerin buluşma noktası haline geldi.

KEPEZİN BİLİNMEYEN TARİHİ
Kepez, denizden 300 metre içeride küçük bir tepelik alan üzerinde kurulmuştur. Kepez 618 hektarlık bir yüzölçümüne sahiptir. Kepez hicri 1225, miladi 1810 yılında sadece Ayşe Sultan Vakfı’na ait bir arazi durumundadır. 18. yüzyıl başlarında Kalabaklı Köyü’nün “Kepez Altı” olarak adlandırılan bir mevkii olduğu söylenmektedir. 1877 – 1878 Osmanlı – Rus Savaşı sonrası Bulgaristan’dan Türkiye’ye göç eden 28 ailelik bir grubun Kepez’e yerleşmesi ile Kepez Köyü kurulmaya başlamıştır. Kepez uzun yıllar Hamidiye olarak anılmıştır. İstanbul’da Mahmut Paşa Mahallesi sahibi Hamidi Alaca Mustafa Efendi’nin imzası ile Kepez’in mülk ve hakları buradaki göçmenlere dağıtılmıştır. Köy Hamidiye ismini bu kişiden almıştır. Resmi kayıtlarda bu işin Kalabaklı Köyü’ne bağlı olarak kullanılmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra denize uzanan büyük kaya ve seyranlık anlamına gelen KEPEZ adını almıştır. Kepez ayrıca “Gelin duvağı” anlamındadır.
Haber Merkezi




