MUHABİR: BERFİN ÇAĞDAŞ

Antalya Ticaret Borsası, Temmuz ayı olağan meclis toplantısında Antalya geneli ihracat ve tarım üzerindeki gelişmeleri paylaştı. ATB Başkanı Ali Çandır, Tarım ve ihracat sektörlerine ilişkin güncel verileri ile ilgili yaptığı açıklamada, yılın ilk yarısında Antalya’nın toplam ihracatının yüzde 1.7 azaldığı, tarımsal ihracatın ise yüzde 3.8 oranında arttığı belirtti. Yaş meyve sebze ihracatında kent bazında yüzde 3.4’lük artış yaşandığını tarım ve gıda sektöründe uluslararası korumacılığın arttığı, üretim planlamasının önem kazandığı bilgisine yer verdi.
“REKABET GÜCÜMÜZ DÜŞÜYOR”
Antalya’da ekonomik alanda düşüş yaşandığını belirten Başkan Ali Çandır, “Dünyaya en açık kentlerimizin başında gelen Antalya’mızda, ekonomik büyümenin ne yazık ki Türkiye ortalamasının altında kaldığını görüyoruz. Bu durumu tetikleyen en önemli etkenlerin başında, döviz fiyatlarındaki baskı geliyor. Enflasyonun yaklaşık yarısı kadar artan döviz kuru, bir yandan turizm sektörümüzü, diğer yandan ihracatımızı ciddi şekilde zorluyor. Rekabet gücümüz olumsu etkileniyor. Turizmde de, ihracatta da, uzun yıllardır emek vererek oluşturduğumuz yerleşik pazarlarımızı, bizden çok daha geriden gelen ülkelere kaptırma riskiyle karşı karşıyayız.Önümüzdeki küresel ticaret rotasına baktığımızda, ne kent olarak ne de ülke olarak böyle bir pazar kaybını göze alma lüksümüz yok. Zaten uluslararası ticarette korumacılık giderek artıyor. Kuralsız, kanunsuz, keyfi uygulamalar yaygınlaşıyor. Bu zorluklara karşı hep birlikte mücadele etmemiz gerekirken, bir de kendi yarattığımız yapay zorluklarla uğraşmak durumunda kalmamız, bizi daha da geri düşürüyor. Yılın ilk yarısı itibarıyla kentimizdeki ekonomik faaliyetler, maalesef ortalamanın altında kaldı. Bunun başlıca nedenlerini özetlersek eğer;
Krediye erişimde yaşanan ciddi zorluklar,
Üretim ve hizmet maliyetleri hızla artarken döviz kurunun yerinde sayması, dış talepteki daralma, ve alım gücünün zayıflamasıyla ortaya çıkan talep yetersizliği…
Bu tablo gösteriyor ki; hem yerel düzeyde hem de ulusal düzeyde daha öngörülebilir, daha dengeli ve rekabet gücümüzü artıracak politikalar hayata geçirmemiz gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
“ANTALYA’DA KREDİ KULLANIMI YÜZDE 40”
Antalya ticaret alanlarında kullanılan kredi verilerini paylaşan Başkan Çandır, “Yılın ilk yarısı itibariyle kurulan şirket sayısı ülkemizde yüzde -1, kentimizde yüzde -4.5 azalmıştır. Kapanan şirket sayısı ülkemizde yüzde 15, kentimizde yüzde 24 artmıştır. Protestolu senet tutarı ülkemizde yüzde99, kentimizde yüzde 134 artarken karşılıksız çek tutarı ise ülkemizde yüzde 133, kentimizde yüzde 77 artmıştır. Çekle işlem hacmi ülkemizde yüzde 111, kentimizde ise yüzde 124 artmıştır.
Yılın ilk çeyreği itibariyle yıllık kredi kullanım artışı ülkemizde yüzde 37 ve kentimizde ise yüzde 40 olmuştur. Ticarete yönelik kredi kullanımı ülkemizde yüzde 23, kentimizde yüzde 52 artarken tarımsal kredi kullanımı ise ülkemizde yüzde 47, kentimizde yüzde 48 artmıştır. Kredi kartı hacmi ülkemizde yüzde 57, kentimizde yüzde 46 artarken tüketici kredileri ise ülkemizde yüzde 23, kentimizde yüzde 22 artabilmiştir. Yılın ilk yarısı itibariyle toplam ihracat ülkemizde yüzde 4.8 artarken kentimizde yüzde -1.7 azalmıştır. Tarımsal ihracat ise ülkemizde binde 6, kentimizde ise yüzde 3.8 artmıştır. Yaş meyve sebze ihracatı ülkemizde yüzde -1.4 azalırken kentimizde yüzde 3.4 artmıştır. Kentimiz ve ülkemiz için sizlerle paylaştığım bu rakamlar, bir önceki yıla göre değişimlerdir. Yani yıllık rakamlardır. Yıllık enflasyon ile karşılaştırdığımızda görüyoruz ki ne kredilerdeki ne de ihracattaki artışlar reel olarak bir büyümeyi bizlere işaret etmemektedir. Yılın ilk yarısına ait temel veriler, Antalya’nın hem Türkiye ortalamasının hem de kendi geçmiş yıllarına kıyasla geride kaldığını ortaya koymaktadır. Bu tablo, kent ekonomisindeki durgunluğun derinleştiğini ve işletmelerin ayakta kalmakta her geçen gün daha fazla zorlandığını göstermektedir. Nitekim son yıllarda konkordato ve iflas başvurularındaki artış, bu zorlanmanın açık bir göstergesidir” şeklinde konuştu.
“TARIMDA DARALMA YAŞANABİLİR”
Tarımda zor bir sürece gidildiğini dile getiren Başkan Çandır, “OECD ve FAO işbirliğinde hazırlanan 2025-2034 Tarımsal Görünüm Raporu’nda, önümüzdeki 10 yıla ilişkin tarımsal ürün piyasalarına dair beklentileri değerlendirilmektedir. Kentimizi, ülkemizi ve sektörümüzü yakından ilgilendiren değerlendirmelere göre, tarım dünyasını zorlu bir dönem beklemektedir. Rapora göre, önümüzdeki on yılda tarımsal üretimde toplam yüzde 14 oranında artış beklenirken, tüketimdeki artış yüzde 13 seviyesinde kalacaktır. Ancak bu artışların büyük bölümü düşük ve orta gelirli ülkelerde gerçekleşecektir. Özellikle Asya ve Afrika ülkeleri ön plana çıkacaktır. Bu bölgelerde hem satın alma gücündeki artış hem de tarımsal verimlilikteki görece yükselme bu gelişmeleri tetiklemektedir.Örneğin tarımsal alanlarda yıllık binde yüzde 1.4’lük bir artış öngörülürken, tahıl üretiminde yıllık yüzde 1.1’lik bir büyüme beklenmektedir. Alan artışı ile üretim artışı arasındaki bu yaklaşık 10 kat fark, verimlilik artışından kaynaklanmaktadır. Hayvancılık, tavukçuluk ve balıkçılık konularında da benzer tehditler bizi beklemektedir” diye konuştu.




