Muhabir: Sibel Yeşil

Antalya Barosu Başkanlığı Antalya adliyesi önünde çevre kanununda yapılacak değişikliklere karşı basın açıklaması düzenledi. Açıklamada konuşan Antalya Barosu Çevre ve İmar İzleme Kurulu Başkanı Av. Duygu Kozanoğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’na 19 Haziran 2025 tarihinde sunulan Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin (torba kanun) 20 Haziran 2025 tarihinde komisyonda kabul edildiğini belirterek, “TBMM Komisyon görüşmelerine, TBB Çevre ve KentHukuku Komisyonu adına katılan bazı meslektaşlarımıza, görüşlerini açıklamak isteyen birçok sivil toplum kuruluşu temsilcisine ve vatandaşlara karşı fiziki müdahalede bulunulmuş, bazı arkadaşlarımıza kaba kuvvet uygulanmıştır.

Alanya’da yolları su bastı: Geçişlere izin verilmiyor
Alanya’da yolları su bastı: Geçişlere izin verilmiyor
İçeriği Görüntüle

Buna rağmen 20 Haziran günü komisyonda yasanın tümüyle hukuka aykırılığı ile ilgili görüşlerimizi sunmuş olsak da tüm Anadolu coğrafyasının maden şirketlerinin sahası olmasına yol açabilecek teklif, Komisyonda kabul edilmiştir” ifadelerine yer verdi.

“BİR AVUÇ ŞİRKETİN ÇIKARLARI GÖZETİLECEK”

Ormanlar, zeytinlikler, meralar, tarım arazileri ve korunan doğal alanların 2004 yılından bu yana madencilik ve enerji projelerine açıkken bu teklif ile meralar, tarım alanları, doğa koruma bölgelerinin maden bölgesi olarak düzenlendiğini ifade eden Kozanoğlu, “Tek bir torba kanun ile Maden Kanunu’nu, Zeytincilik Kanunu’nu, Mera Kanunu’nu, Orman Kanunu’nu ve Çevre Kanunu’nun ilgili maddelerini hükümsüz kılacak bu teklif, eğer TBMM Genel Kurulundan geçerse, toplumun genel kamu yararından çok bir avuç şirketin çıkarları gözetilmiş olacaktır. Son 22 yılda Daha önce 10 kez değiştirilmeye çalışılan Zeytinciliği Koruma Kanunu, bu torba kanunla bir kez daha delinmeye çalışılmaktadır. Tüm ormanlarda yetki, maden çıkarma amacıyla MAPEG adlı kuruma devredilebilecektir. Yine Mera alanları, SİT alanları bu torba kanunla büyük tehdit altındadır” diye konuştu.

Kozanoğlu, kanun teklifinin Anayasamıza aykırı olduğunu ve bu teklifte insanın, çiftçinin, tarımın, doğal hayat ve yaban hayatının, ekosistemin sürdürülebilirliğinin olmadığını kısa vadede sadece maden ve enerji şirketlerinin çıkarı olduğunu vurgulayarak, “Özellikle zeytinliklerin madenciliğe açılması, ormanlarda izin mekanizmasının gevşetilmesi, meraların enerjiye kurban edilmesi ve kaçak yapılara af getirilmesi gibi hususlar uzun vadeli kamu yararına aykırıdır. Unutulmamalıdır ki, sağlıklı bir çevre olmadan ekonomik kalkınma da sürdürülebilir olmayacaktır” dedi.

GERİ DÖNÜLEMEZ TAHRİBATLAR MEYDANA GELECEK

Söz konusu teklif ile ormanlardan zeytinliklere, meralardan korunan alanlara kadar birçok doğal ve tarımsal değerlerin bu düzenlemelerle madencilik ve enerji yatırımlarına feda edilmek istendiğini aktaran Başkan Kozanoğlu, “Teklif bu haliyle yasalaşırsa, geri dönülemez çevresel tahribatlar meydana gelebileceği gibi hukuk devleti ilkesi de büyük zarar görecektir. Teklif ayrıca “stratejik veya kritik madenlere ilişkin madencilik faaliyetleri için acele kamulaştırma yapılabileceğini” hükme bağlıyor. Yani belirli maden projeleri için gerekli araziler, normal kamulaştırma prosedürü beklenmeden ivedi şekilde kamulaştırılıp şirkete tahsis edilebilecek. Acele kamulaştırma düzenlemesi ise köylüler, çiftçiler ve arazi sahipleri açısından çok ciddi hak ihlalleri doğurabilecektir. Bir anda Cumhurbaşkanı kararıyla veya kurul kararıyla köydeki meranızın, tarlanızın elinizden alındığını görebilirsiniz. Bu, mülkiyet hakkı ve adil yargılanma hakkı açısından kabul edilemez bir durumdur. Kaldı ki “kamu yararı” gerçekten var mı, yok mu tartışması bile tam yapılmadan, toptan bir acele kamulaştırma düzeni getirilmiş oluyor. Uzun vadede ise köylünün elinde tarım arazisi kalmaması, sosyal dokunun bozulması gibi sonuçlar doğuracaktır. Hernekadar acele kamulaştırma uygulaması daha önceden belli şekillerde yapılıyor olsa da bu kanunla artık yargı yerleri kanundaki açık düzenleme karşısında hukukilik denetimi yapamayacak. Burada yargısal denetim ve karar alma sürecine katılım engellenecek ve idari bir işlem olacak” ifadelerine yer verdi.

“MADENCİLİK LEHİNE KARAR ALINABİLECEK”

Başkan Kozanoğlu, “Teklif, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesinde yeni bir Üstün Kamu Yararı Kurulu oluşturulmasını öngörüyor. Bu kurul, kamuoyunda “süper izin kurulu” olarak da anılmaktadır. Gerekçe olarak da belirli stratejik maden ve enerji projelerinde farklı kurumların uzun süren izin süreçlerini tek elde toparlayarak hızlandırmak gösterilmektedir. Düzenlemeye göre özellikle IV. Grup madenler ile “stratejik ve kritik madenler” konusunda ilgili kurum (orman, tarım, kültür vb.) izin vermezse devreye bu kurul girecek ve “üstün kamu yararı” kapsamında madencilik lehine nihai kararı alabilecektir. Kurul, ilgili tüm bakanlıklardan temsilciler içerebilir ancak esasen enerji ve maden yatırımlarını kolaylaştırma misyonuyla hareket edecektir. Kurul olumlu karar verirse, ilgili kurum 1 ay içinde gerekli izni vermek zorunda kalacak ve maden ruhsatı düzenlenecektir. Ayrıca bu kanunla “korunan alan” etiketi taşıyan yerlerde bile, devlet kurumları ses çıkarmazsa maden şirketleri kolayca kazma vurabilecektir. Kurumlar ses çıkarsa dahi, teklif ayrıca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesinde kurulacak Üstün Kamu Yararı Kurulu’na bu izinleri onaylatma yetkisi vermektedir. Bu düzenleme, korunan alanların korunma statülerini fiilen zayıflatacaktır. Normalde millî park, SİT, sulak alan gibi yerlerde madencilik ya tamamen yasaktır ya da ancak uzun incelemeler ve katı şartlarla mümkündür. Teklif ise izin süreçlerini 3-4 ay gibi çok kısa bir süreye sıkıştırmakta ve sessiz kalan kurumu onay vermiş saymaktadır” dedi.

MÜCADELEYE DAVET!

“Türkiye’nin en değerli şirketlerinin Varlık Fonunda toplanıp münhasıran Cumhurbaşkanlığının kullanımına alınması gibi ülkenin yer altı kaynakları da “KURUL” aracılığıyla münhasıran Cumhurbaşkanlığının kullanımına alınmıştır” diyen Kozanoğlu Kanun Teklifinin TBMM Genel Kurulu’ndan geçmemesi için meslektaşlarını, meslek örgütlerini, sivil toplum örgütlerini, yurttaşları ve TBMM’de üyesi bulunan tüm siyasi partileri kanunun geçmemesi için mücadele etmeye çağırdıklarını söyleyerek sözlerine son verdi.

Kaynak: Güncel Antalya