Muratpaşa ilçesi Varlık Mahallesi 173 Sokak üzerinde 2 Ocak 2025 tarihinde saat 21.30 sıralarında bir apartmanın girişinde bulunan ikinci el eşya satan iş yerinde yangın çıktı. Alevler kısa sürede apartmanı sardı. Çevredeki vatandaşların 112 Acil Çağrı Merkezi'ne ihbarı ile olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. Hızla büyüyen alevlere itfaiye ekipleri kısa sürede müdahale etti. Yangında mahsur kalan vatandaşlar itfaiye erleri tarafından dışarıya çıkartıldı. İddianameye göre yan dükkânın işletmecisi Mete Durupınar, duman nedeniyle iş yerinden çıkamayarak, yangın ortamında maruz kaldığı karbonmonoksit (CO) zehirlenmesi sonucu hayatını kaybederken, Özen Apartmanı altındaki çamaşırhanede çalışan Ahmet Özen ise yangında maruz kaldığı duman ve ısı nedeniyle ağır yaralandı, Konya Şehir Hastanesi'nde tedavi altına alındı ancak gelişen komplikasyonlar sonucu yaşamını kaybetti.
Yangın itfaiye ekiplerinin uzun uğraşları sonucu söndürülürken, bitişikteki 2 binada büyük çapta maddi hasar meydana geldi. Apartmanların giriş katında bulunan çamaşırhane ve 2 spotçu dükkanı kullanılamaz hale geldi.
Olay sonrası oluşturulan iddianamede, sanık Ufuk B.'nin, Ahmet Özen ve Mete Durupınar'ın ölümüyle sonuçlanan eylemleri nedeniyle iki kez "olası kastla yangın çıkartmak suretiyle kasten öldürme" suçundan cezalandırılması talep edildi. Sanığın, olay sırasında yaralanan Lokman Derya Y. ve Seval G.'ye yönelik eylemleri nedeniyle de iki kez "yangın çıkartmak suretiyle kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan göre cezalandırılması istendi. Ayrıca yangının Celal ve Özen apartmanlarında çok sayıda konut, iş yeri ve bir araca zarar vermesi nedeniyle sanık hakkında "zincirleme mala zarar verme" suçundan da ceza talep edildi.
Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanan yangın raporunda ise, apartmanın giriş katında bulunan 10 C numaralı spotçunun önünde istiflenen eşyalara bırakılan veya atılan bir ateş kaynağı sonucu yangının başladığının tahmin edildiği belirtildi. Alevlerin kısa sürede diğer iş yerlerine ve bitişik nizam apartmanlara sirayet ettiği ifade edilen raporda, olayın adli makamlarca değerlendirilmesinin uygun olacağı kaydedildi.

ŞİKAYETİNDEN VAZGEÇTİ

Olay sonrası ilk duruşma Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı. Duruşmaya, sanık Ufuk B. SEGBİS üzerinden katılırken, müştekiler Emrullah D., Seval G., Olga R., Kibare A. Feyzi B., Hasibe Ö., Lokman Derya Y., Mehmet Halit T.,sanık ve müşteki avukatları katıldı.
Müşteki Emrullah Demirci, şikayetinden vazgeçtiğini söylerken, "Kızım gelip baba evimiz yanıyor dedi, sigortaları indirdim, itfaiyenin gelmesini bekledim. Sanıktan şikayetçi değilim, hiçbir talebim de yok" şeklinde konuştu.

"ARAMIZDA ANLAŞMAZLIK VARDI”

Sanık Ufuk B., yaptığı savunmada savcılıkta verdiği ifadeyi tekrar ettiğini söyledi. Savunmada, şu iddialara yer verdi: "Savcılıktaki ifademin aynısını tekrar ediyorum, yangını ben çıkarmış değilim. yaklaşık 2 yıl önce ailemle Malatya'da depremden zarar gördüğümüz için Antalya'ya geldim. Oturduğum yerin alt tarafında Lokman Derya Y.'ye ait spot dükkanı ve ölen ile yaralanana ait iş yerleri var. Ben bu iş yeri sahiplerinden sadece Lokman Derya Y'yi tanıyorum. Zarar gören diğer iş yeri sahipleri Mete Dumlupınar ve Ahmet Özen'i tanımam. Lokman Derya Y'den geçmişte koltuk takımı alıp bin 500 TL ödedim. Fakat sadece tekli bir koltuk geldi. Takımın diğerleri gelmedi. Bu nedenle aramızda bir anlaşmazlık vardı. 2 Ocak 2025 günü saat 20:00 sıralarında Lokman Derya Y.'nin iş yerine uğrayıp koltuk takımında umudumu kestiğim için ödediğim parayı istedi. Küfrederek beni dükkandan kovdu. Buna içerledim. Tekrar aşağıya indim. Lokman yanında daha önce tanımadığım Seval isimli bir bayanla oturuyordu. Paramı ne zaman vereceksin diye sorduğumda küfür edip metal bir cisimle bana saldırdı. Ben de korkup orada bulduğum ile Lokman'a vurdum. Boğuştuk. O sırada dükkanda Seval isimli şahıs beni tutmaya çalıştı. Lokman dükkandan kaçtığında dükkanın dışındaki malzemeler bilmediğim bir şekilde yanmaya başladı. Kendimi zorla kurtarıp dışarıya kaçtım. Yangından ailemin çıktığını görünce 100. Yıl bulvarına çıktım. Bir markette oturup alkol aldım. Daha sonra olay yerine döndüğümde yangın sönmüştü. Çöp toplayıp arabayı görüp ona binerek çöp toplamada yardımcı oldum. Gece eve 04:00 sıralarında geldim. Evimde uyudum. Sonrasında polisler gelip beni göz altına aldılar. Ben iddia edildiği gibi yangın çıkarmış iş yerine girip bir şeyler dökerek koltuğu yakmış ve bu şekilde büyüyen yangın nedeniyle kişilerin ölümüne, yaralanmasına ya da mallarına zarar vermiş değilim. Lokman Derya Y.'nin dükkanında ikinci el eşya satılmıyor, uyuşturucu satılıyor, maktuller de ondan uyuşturucu alıyordu."
“SEN BENİM 100 LİRAMI MI YİYECEKSİN, YANMAYA HAZIR MISINIZ?
Duruşmada dinlenen müşteki Lokman Derya Y., daha önce verdiği ifadeleri aktardı. Sanık Ufuk B.'yi üst kat komşusu olması nedeniyle tanıdığını, bir yıl önce deprem sebebiyle Malatya'dan taşındıklarını ve sanığa ikinci el eşya sattığını belirtti. Yılmaz, sanığın "A4" olarak bilinen uyuşturucuyu kullandığını bildiğini ancak bunu hiç görmediğini ileri sürerek, yılbaşı akşamı sanığın yanına gelerek ne içeceğini sorduğunu, kendisinin parasının olmadığını söylemesi üzerine Ufuk B.'nin kartından 200 TL çekeceğini ve bu parayla Zeytinköy'den A4, bulamazsa el yapımı alkol almasını istediğini iddia etti. Müşteki, sanığın verdiği parayla hiçbir şey almadığını, ertesi gün sanığın ne aldığını sorması üzerine hasta olduğu için gidemediğini söylediğini ve cebinden 100 TL çıkarıp verdiğini, kalan 100 TL'nin kendi alacağına karşılık olduğunu aktardı. Sanığın bu parayı alıp dükkândan ayrıldığını, olay günü ise hatırlamadığı bir saatte yeniden gelerek 100 TL'nin ne olduğunu sorduğunu, kendisinin de borcundan düşüldüğünü söylemesi üzerine Ufuk B.'nin hiçbir şey demeden gittiğini beyan etti.
Müşteki, aynı gün saat 20.30 sıralarında Seval Gençoğlu ile iş yerinde oturdukları sırada sanığın dükkâna girerek "Sen benim 100 liramı mı yiyeceksin, yanmaya hazır mısınız?" dediğini, sağ cebinden sarı renkli bir teneke kutu çıkararak iş yerinin girişindeki üçlü koltuğa döküp çakmakla ateşe verdiğini anlattı. Yılmaz, alevleri eliyle söndürmeye çalıştığını, ardından sanığa sarıldığını, bu sırada sanığın montunun içinden çıkardığı satırla kendisine vurduğunu ve "Seni öldüreceğim" diyerek küfür ettiğini iddia etti.

Serik'te skandal! Eski CHP İlçe Başkanı rüşvet iddiasıyla gözaltına alındı
Serik'te skandal! Eski CHP İlçe Başkanı rüşvet iddiasıyla gözaltına alındı
İçeriği Görüntüle

Yanmayahazirmisinizdedi

“KAFANI KESECEĞİM”
Yılmaz, dışarıda da alevlerin yükseldiğini, sanığın elinden kurtularak dışarı çıktığını, kısa süre sonra Seval Gençoğlu ve sanığın da dışarı çıktığını belirtti. Müşteki, sanığın kaçmasını engellemek için yanına gittiğinde Ufuk B.'nin "Senin kafanı keseceğim" dediğini ve olay yerinden sakin bir şekilde ayrıldığını öne sürdü.

ARALARINDA ARBEDE ÇIKMIŞ

Müşteki Seval Gençoğlu da olay günü akşam saatlerinde satmış olduğu hediyelik eşyaları Lokman Derya Yılmaz'ın dükkânına bırakmak için gittiğini belirtti. Saat 20.30 sıralarında fotoğrafta kendisine gösterilen sanık Ufuk B.'nin dükkâna sakin bir şekilde girerek "Yanmaya hazır mısınız" dediğini, elindeki bir cisimde bulunan sıvıyı üçlü koltuğa döküp ateşe verdiğini ifade etti. Gençoğlu, Lokman Derya Yılmaz'ın eliyle alevleri söndürmeye çalıştığını, aynı anda dükkânın dış kısmında da yangın başladığını gördüğünü söyledi. Yangın sürerken sanık ile Lokman arasında arbede çıktığını, sanığın montunun içinden çıkardığı satırla Lokman'a vurmaya başladığını aktardı.
"Yardım edin" diye bağırdığı sırada Lokman'ın sanığın elinden kurtularak dışarı çıktığını, kavganın kapı önünde yaşanması nedeniyle kendisinin dışarı çıkamadığını, içeride kalan sanığın eşyalara satırla vurduğunu belirtti. Bu sırada sanığın satırın kesici olmayan kısmıyla kendi sol omzuna da vurduğunu, dışarı çıkmak istediğinde sanığın buna engel olduğunu ifade etti. Dışarı çıkabildiğinde her iki bileğinde ve saçlarında yanıklar olduğunu belirten Gençoğlu, dışarıda da Lokman ile sanık arasındaki kavganın sürdüğünü, bir süre sonra sanığın 100. Yıl Caddesi yönüne doğru yürüyerek uzaklaştığını söyledi. Yangında malzemelerinin yanması nedeniyle yaklaşık 50 bin TL zararının oluştuğunu, ölen iki kişiyi tanımadığını ve sanıktan şikâyetçi olduğunu ifade etti.

Ilkdurusmagoruldu

EŞİ KAÇAMADI
Maktul Ahmet Özen'in eşi Hasibe Özen ise Özen Apartmanı'nın 6 numaralı dairesinde eşi ve oğlu ile birlikte yaşadıklarını belirtti. Olay sırasında eşinin binanın altındaki "Anadolu Çamaşırhanesi" adlı iş yerinde çalıştığını ifade eden Hasibe Özen, yan tarafta bulunan spotçu dükkânında çıkan yangının kısa sürede büyüyerek binaya sıçradığını söyledi. Kendisinin oğlu ile birlikte dışarı çıkmayı başardığını, ancak yangının hızla yayılması nedeniyle eşinin dışarı çıkamadığını aktardı.
Hasibe Özen, yangının söndürülmesinin ardından eşinin baygın halde çıkarıldığını ve ileri tetkikler için Konya Şehir Hastanesi'ne sevk edildiğini, çamaşırhane olarak kullanılan iş yerlerinin yanı sıra dairenin batı cephesinin ve ev eşyalarının zarar gördüğünü belirtti. Eşinin yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybettiğini söyleyen müşteki, sanıktan şikâyetçi olduğunu ifade etti.
“BASİT BİR YANGIN DEĞİL”
Duruşmada söz verilen maktul Mete Durupınar'ın annesi Kibare Açalya ise, yaşananları "basit bir yangın" olarak görmediğini belirterek, "Giden benim oğlum oldu. Basit bir yangın olduğunu düşünmüyorum, kasti çıkarılmış bir yangın. Onun dükkânı ile benim oğlumun dükkânı arasında iki metre mesafe var" dedi. Açalya ayrıca, oğlunun 8 Ocak tarihinde defterine "Benim için saldırı ya da infazım olabilir" şeklinde bir not yazdığını da mahkemeye aktardı.
Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluğunun devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

Kaynak: İHA